BİR DAĞ BİSİKLETÇİSİNİN MANİFESTOSU:
Bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;
– Rüzgara güven. Bilirsin rüzgar yüzüne konuşur seninle.
– Su gibi ol akarken dağın, taşın, tozun, toprağın ortasında.
– Yolun düştüğünde bir köy kahvesine, uzak oturma insanlardan; çayını iç, konuş onlarla, öğüt verme, dinle sadece.
– Kimse sana söylemedi mi, özgürlüktür pedal basmak.
– Dinleme senin için söylenen sözleri, “yok kask takmış, yok tayt giymiş” nasıl rahat hissedersen öyle giyin. Ama kasksız çıkma yine de…
– Bu dağ, bu taş, bu su, bu toprak bizim, bunun dilini en iyi anlayanlardır bisikletçiler.
– Bil ki senin gibi binlerce pedal çeviren var yeryüzünde.
– Dilinde türkü eksik olmasın. Bazen bir bozlağa eşlik et, bazen bir rock ritmiyle coş.
– Deneyimlerini paylaşmaktan çekinme, öğretmeyi ve öğrenmeyi kendine ışık eyle.
– Gözlerin sadece yolda olmasın; hayat, yolunun etrafındaki güzellikleri de saklar içinde, onlara bakmayı ihmal etme.
– Türlü çeşit kokular sunar doğa. Çiçeğin, tozun, mevsimin kokularını çek içine, kokular ve renkler bisikletçinin olmazsa olmazıdır.
– Pedal çeviren birini görürsen karşıdan gelen, duruver bir zahmet, uygunsa iki kelam hoş sohbet ile katıl coşkusuna, değilse ver selamını devam et yoluna.
– Aşktır bisiklet, sevdadır doğa, soluktur rüzgar. Eksik etme bunları hiç bir zaman yaşamından
– Yorgunluk, acı, keyif, zorluk… bu kavramları tespih gibi diz her daim, seninle olacaktır bunlar
– Heyecan ve coşkunu hiç azaltma, aynı parkura girsen bile, her anın kokusu ve dokusu farklıdır, parkura değil doğada olmaya odaklan.
– Aldırma bisikletinin marka ve modeline; dönüyorsa tekeri, götürüyorsa seni istediğin yere, bırakmıyorsa yarı yolda, en yakın yoldaşındır bisikletin unutma.
– Bisiklettir, yoldaştır, aşktır dedik ama arada o da bozuk atabilir. Ufak tefek tamiratlarını öğren, lastiğini onar, zincirini tamir et, frenlerini yenile, yağına suyuna bakmayı ihmal etme.
Bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;
– Çamurdan çekinme, kirden, terden korkma, yıkarsın, yıkanırsın geçer.
– Köpekler korkutmasın seni, onlar sevimli dostlardır ve doğaları gereği havlarlar; sessizce ya da çok korkarsan bağırarak geç git yanlarından ama havladıkları için onlara kızma.
– Arazide yollardan çok patikalara güven; varsa bir patika girmekten çekinme, bir zemin patika olduysa geçeni çok olmuş demektir. Yol seni döndürür durur ama patikalar hep kestirmedir.
– Gittiğin bölgenin yerlilerinden yol ve yön tarifi al ama sakın bu tariflere güvenme; onların tarifleri kendi bilgilerine göre ve her daim araç önceliklidir.
– Tek başına dağa bayıra gitme diyeceğim ama beni dinlemeyeceksin; hiç olmazsa şu öğüde kulak ver: “yalnız çıkacaksan yola, gideceğin bölgeyi yakınlarına muhakkak bildir.”
– Yanından şekeri eksik etme, kan şekerin düşer, dilin damağın kurur, at bir tane ağzına, nanelisi nefes de açar; tatlı yiyip tatlı konuşmayı ihmal etme.
– “Dağ başındasın, derdin günün hasretlik, içmeyip de ne halt edeceksin” diyen ozanın sözlerine kulak ver ve suyunu eksik etme.
– Fonksiyonel olsun malzemen, dağ başında neyin, ne şekilde lazım olacağını bilemezsin.
– Hiç bir elektronik malzemeye güvenme, bozulur, kırılır, çalışmaz, çekmez, şarjı biter, kalakalırsın bir dere çatağında dımdızlak.
– Yön kavramlarını kafana iyice oturt. Yola çıktığın, durduğun, saptığın yerleri iyice belirle ve kafana yaz.
– Ekip arkadaşlarınla göz mesafesini kaybetme. Ekip başı isen kritik noktalarda ekibi topla.
– Hiç bir zaman acele etme. Telaş, kazaların en önemli nedenlerinden biridir.
– Faaliyet sonlarına doğru daha fazla dikkatli olmaya çalış, enerjinin ciddi bir bölümünü oraya sakla. Yorgunluk ve bir an önce bitime varma isteği kaza riskini tetikler.
– Hem insan bedeni hem de yoldaşın iki tekere ilk yardım yapabilecek bilgiye sahip ol.
– Faaliyet sırasında sinirlerine hakim ol, yorgunluk sinirlerini yıpratabilir, ekip arkadaşlarınla olan uyumunu sakın bozma; kente dönünce etraflıca tartışır ve o andaki gergin durumlara kallavi bir kahkaha atarsınız.
– Ne kadar yorulduğuna değil, bir faaliyetin kazasız belasız bitip bitmediğine bak. Kriterin bu olsun; daha sonra en çok ve keyifle anlatacağın faaliyet bu en çok yorulduğun ve zorlandığın faaliyet olacaktır.
Bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;
– Doğanın sana sunduğu kusursuz uyumu bozma, geride tekerlek izinden başka bir şey kalmasın.
– Unutma ki iki teker bizi doğaya bağlayan, onunla birlikte soluk almamızı sağlayan bir araçtır. Çok abartıp da anlam kayması yaşama.
– Doğa aşık olunacak kadar muhteşem, rüzgar konuşacak kadar dost, patikalar girilecek kadar çekicidir.
– Ağaçlarla, kuşlarla, börtü böcekle konuşmayı öğren. Doğada hepimiz bir bütünün parçasıyız. Ne ağacın sana üstünlüğü var ne senin ona. Sen sadece hareket eden bir canlısın bunu unutma.
– Doğadaki meyveleri tanı, henüz olgunlaşmamış ahlatın suyuna kanıp da çok fazla ağzına atma, boğulursun, kıyamam. Güvemlerin, böğürtlenlerin tozuna aldırma. Kızılcıklar olduysa, heybene doldur.
– Çıkacağın yola iyi hazırlan, malzemeni tanı, sınırlarını bil, fakat şunu da aklından çıkarma, yol demek sürpriz demektir.
– İki teker coşkudur, sevinçtir, neşedir, özgürlüktür. Bunları duyumsayamıyorsan hiç binme o selenin üzerine, acıtır.
Ve son olarak bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;
– Hayallerinden ne olursa olsun vazgeçme, tekerleri döndüren hiç bir zaman pedallar değildir.
Yazı: Hakan EŞME
“Bir Dağ Bisikletçisinin Manifestosu” üzerine 2 yorum
Emeğine sağlık Hakan abi.
Yudum yudum içilen su tadında okudum baştan sona.