Bir Dağ Bisikletçisinin Manifestosu

10563104_875145275848692_3166456654115089931_n

BİR DAĞ BİSİKLETÇİSİNİN MANİFESTOSU:

Bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;

– Rüzgara güven. Bilirsin rüzgar yüzüne konuşur seninle.

– Su gibi ol akarken dağın, taşın, tozun, toprağın ortasında.

– Yolun düştüğünde bir köy kahvesine, uzak oturma insanlardan; çayını iç, konuş onlarla, öğüt verme, dinle sadece.

– Kimse sana söylemedi mi, özgürlüktür pedal basmak.

– Dinleme senin için söylenen sözleri, “yok kask takmış, yok tayt giymiş” nasıl rahat hissedersen öyle giyin. Ama kasksız çıkma yine de…

– Bu dağ, bu taş, bu su, bu toprak bizim, bunun dilini en iyi anlayanlardır bisikletçiler.

– Bil ki senin gibi binlerce pedal çeviren var yeryüzünde.

– Dilinde türkü eksik olmasın. Bazen bir bozlağa eşlik et, bazen bir rock ritmiyle coş.

– Deneyimlerini paylaşmaktan çekinme, öğretmeyi ve öğrenmeyi kendine ışık eyle.

– Gözlerin sadece yolda olmasın; hayat, yolunun etrafındaki güzellikleri de saklar içinde, onlara bakmayı ihmal etme.

– Türlü çeşit kokular sunar doğa. Çiçeğin, tozun, mevsimin kokularını çek içine, kokular ve renkler bisikletçinin olmazsa olmazıdır.

– Pedal çeviren birini görürsen karşıdan gelen, duruver bir zahmet, uygunsa iki kelam hoş sohbet ile katıl coşkusuna, değilse ver selamını devam et yoluna.

– Aşktır bisiklet, sevdadır doğa, soluktur rüzgar. Eksik etme bunları hiç bir zaman yaşamından

– Yorgunluk, acı, keyif, zorluk… bu kavramları tespih gibi diz her daim, seninle olacaktır bunlar

– Heyecan ve coşkunu hiç azaltma, aynı parkura girsen bile, her anın kokusu ve dokusu farklıdır, parkura değil doğada olmaya odaklan.

– Aldırma bisikletinin marka ve modeline; dönüyorsa tekeri, götürüyorsa seni istediğin yere, bırakmıyorsa yarı yolda, en yakın yoldaşındır bisikletin unutma.

– Bisiklettir, yoldaştır, aşktır dedik ama arada o da bozuk atabilir. Ufak tefek tamiratlarını öğren, lastiğini onar, zincirini tamir et, frenlerini yenile, yağına suyuna bakmayı ihmal etme.

Bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;

– Çamurdan çekinme, kirden, terden korkma, yıkarsın, yıkanırsın geçer.

– Köpekler korkutmasın seni, onlar sevimli dostlardır ve doğaları gereği havlarlar; sessizce ya da çok korkarsan bağırarak geç git yanlarından ama havladıkları için onlara kızma.

– Arazide yollardan çok patikalara güven; varsa bir patika girmekten çekinme, bir zemin patika olduysa geçeni çok olmuş demektir. Yol seni döndürür durur ama patikalar hep kestirmedir.

– Gittiğin bölgenin yerlilerinden yol ve yön tarifi al ama sakın bu tariflere güvenme; onların tarifleri kendi bilgilerine göre ve her daim araç önceliklidir.

– Tek başına dağa bayıra gitme diyeceğim ama beni dinlemeyeceksin; hiç olmazsa şu öğüde kulak ver: “yalnız çıkacaksan yola, gideceğin bölgeyi yakınlarına muhakkak bildir.”

– Yanından şekeri eksik etme, kan şekerin düşer, dilin damağın kurur, at bir tane ağzına, nanelisi nefes de açar; tatlı yiyip tatlı konuşmayı ihmal etme.

– “Dağ başındasın, derdin günün hasretlik, içmeyip de ne halt edeceksin” diyen ozanın sözlerine kulak ver ve suyunu eksik etme.

– Fonksiyonel olsun malzemen, dağ başında neyin, ne şekilde lazım olacağını bilemezsin.

– Hiç bir elektronik malzemeye güvenme, bozulur, kırılır, çalışmaz, çekmez, şarjı biter, kalakalırsın bir dere çatağında dımdızlak.

– Yön kavramlarını kafana iyice oturt. Yola çıktığın, durduğun, saptığın yerleri iyice belirle ve kafana yaz.

– Ekip arkadaşlarınla göz mesafesini kaybetme. Ekip başı isen kritik noktalarda ekibi topla.

– Hiç bir zaman acele etme. Telaş, kazaların en önemli nedenlerinden biridir.

– Faaliyet sonlarına doğru daha fazla dikkatli olmaya çalış, enerjinin ciddi bir bölümünü oraya sakla. Yorgunluk ve bir an önce bitime varma isteği kaza riskini tetikler.

– Hem insan bedeni hem de yoldaşın iki tekere ilk yardım yapabilecek bilgiye sahip ol.

– Faaliyet sırasında sinirlerine hakim ol, yorgunluk sinirlerini yıpratabilir, ekip arkadaşlarınla olan uyumunu sakın bozma; kente dönünce etraflıca tartışır ve o andaki gergin durumlara kallavi bir kahkaha atarsınız.

– Ne kadar yorulduğuna değil, bir faaliyetin kazasız belasız bitip bitmediğine bak. Kriterin bu olsun; daha sonra en çok ve keyifle anlatacağın faaliyet bu en çok yorulduğun ve zorlandığın faaliyet olacaktır.

Bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;

– Doğanın sana sunduğu kusursuz uyumu bozma, geride tekerlek izinden başka bir şey kalmasın.

– Unutma ki iki teker bizi doğaya bağlayan, onunla birlikte soluk almamızı sağlayan bir araçtır. Çok abartıp da anlam kayması yaşama.

– Doğa aşık olunacak kadar muhteşem, rüzgar konuşacak kadar dost, patikalar girilecek kadar çekicidir.

– Ağaçlarla, kuşlarla, börtü böcekle konuşmayı öğren. Doğada hepimiz bir bütünün parçasıyız. Ne ağacın sana üstünlüğü var ne senin ona. Sen sadece hareket eden bir canlısın bunu unutma.

– Doğadaki meyveleri tanı, henüz olgunlaşmamış ahlatın suyuna kanıp da çok fazla ağzına atma, boğulursun, kıyamam. Güvemlerin, böğürtlenlerin tozuna aldırma. Kızılcıklar olduysa, heybene doldur.

– Çıkacağın yola iyi hazırlan, malzemeni tanı, sınırlarını bil, fakat şunu da aklından çıkarma, yol demek sürpriz demektir.

– İki teker coşkudur, sevinçtir, neşedir, özgürlüktür. Bunları duyumsayamıyorsan hiç binme o selenin üzerine, acıtır.

Ve son olarak bas pedalına kardeşim, ağbim, ablam;

– Hayallerinden ne olursa olsun vazgeçme, tekerleri döndüren hiç bir zaman pedallar değildir.

Yazı: Hakan EŞME

Bir Dağ Bisikletçisinin Manifestosu” üzerine 2 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir